previous | next
 
 
 

KIRMIZI TENTE
Thomas Hardy’ye saygılarla
Bir gün, bir yerde, bir an
bir şey var mıydı söyleyebileceğim,
her şeyi değiştirebilecek olan?

Diyelim ki bir akşam,
yemekte örneğin, göz göze geldiğimizde,
tam duygulanmışken, var mıydı söylemediğim

ve söylesem beni daha çok
ve daha uzun sevmesini sağlayacak sözler,
o an aklıma gelmeyen, düşünemediğim?

Veya yapabileceğim ama
gereksiz bulup yapmadığım bir şey:
Bir sevgi gösterisi, bir pişmanlık belirtisi,

bir iki gözyaşı, abartılı bir tepki?
O gün ansızın yağmur başlayıp da
kırmızı bir tentenin altına sığındığımızda,

içimden gelmişti, tam öpecektim ki,
dinmişti yağmur. Bir dakika daha yağsa,
her şey başka türlü gelişebilir miydi?
THE RED AWNING
With my respects to Thomas Hardy
Was there something, some day,
somewhere, some time, I could have said
which could have made it all otherwise?

Some evening, for instance,
when our eyes met over dinner,
was there something I failed to express

and which, had I said it,
would have caused her to love me more,
and longer, but that I did not think to say?

Or something I could have done
but, considering it needless, failed to:
a show of affection, a sign of contrition,

a tear or two, some excessive warmth?
Caught one day in a cloudburst
and forced under a red-striped awning,

a kiss rose inside me, but the rain stopped.
Could it all have since been otherwise
had it rained for a minute more?